Scandal Aqua Ecstatic Surface Collection 2013
Thrill Seekers Leaked
Thrill Seekers Leaked
Pınar & Viola
06 Eylül – 22 Eylül 2012
Plevneli Project
Açılış: 06 Eylül 2012 (Perşembe) 19:00 – 21:00
‘Scandal Aqua Ecstatic Surface Collection 2013 Thrill Seekers Leaked’ Amsterdam kökenli grafik tasarım ikilisi Pınar&Viola’nın üçüncü ‘Ecstatic Surface’ koleksiyonudur. Koleksiyonlarını sipariş üzerine değil de bağımsız projelere dayandıran ikilinin ilham kaynaklarını siyaset, kültür ve ekonomi alanlarındaki gündelik olaylardan almaktadır. Bu alanlardaki güncelin güzelliğini ve korkunçluğunu bünyesinde barındırmaktadır. Her sene tekrarlanan ‘Ecstatic Surface Design’ isminden de anlaşıldığı üzere bu koleksiyonlar—Pınar&Viola’nın diğer işlerinde de olduğu gibi—etrafımızdaki estetize edilmiş ve ticarileştirilmiş, tasarlanmış yüzeyleri odak noktası olarak almaktadır. Pınar&Viola tasarımlarıyla bu yüzeylerin altındaki gizli şiddet ve güç yapılarını araştırmayı hedeflemektedirler. Örneğin, kendi deyişleriyle 2011 Koleksiyonu, normalden büyük kredi kartlarını ”sarsılmış rüyalar, hayal kırıklıkları, değerin değişken anlamı ve ‘kredi’ kavramının evrilmesini temsil eden zehirli plastik parçaları’ olarak sahneliyordu.[i] 2012 koleksiyonları ”kurgusal karakter Scarf_whiz80′in mahrem koleksiyon”undaki imgelerden oluşmaktadır. Spontane çekilmiş resimler, dikkatlice manipüle edilmiş fotoğraflar ve ustaca birleştirilmiş bu fotomontajlarda görülebilecek yüzlerini peçeyle kapatan çekici kadınlar cinsiyet, ırk, din ve cinsellik konularındaki normatif toplumsal değerleri eleştirerek basmakalıp tipleri ve ideolojileri yok etmeyi amaçlamaktadır.”[ii]
2013 koleksiyonundaki banyo havluları günlük ve popüler kültürden alınmış sembol, ikon ve araçlarla süslenmiştir. Pınar&Viola’nın bu proje için kullandıkları ana maddeleri burada listelememe izin verin: Pop star posterlerini düşünün. Kötü yola düşürülmüş Justin Bieber havluları düşünün. Tumblr’ı düşünün. [iii] Twitter’ı düşünün. Blingee’yi deneyen ergenlik çağındaki kızları düşünün. [iv] Webcam’i kullanarak yapılan chatleri düşünün. Wikileaks’i düşünün. Cinsel içerikli cep mesajlarını düşünün. [v] Ve aslında istediğimiz yere vardık: Berlusconi’yi düşünün, ve basında ismi sıkça kullanıldığından artık sadece DSK diye hitap edilen, fazlasıyla tanıdık adamı düşünün. Cinsel skandalları gereğinden fazla duyulmuş olduğundan burada tekrarlamaya ihtiyaç duymadığım iki adamı düşünün. Demokrat Kongre Üyesi David Wu’nun kaplan kıyafeti giymiş bir halde, kadın yardımcılarından birinin elini havada tutan resmini düşünün (Wu, bir arkadaşının ergen kızıyla ‘istenmedik bir cinsel ilişki’ yaşadığıyla ilgili suçlamadan sonra Kongre’den istifa etmiştir). Ve tabii, sonuncu olarak Kongre Üyesi Chris Lee’yi düşünün—kendini banyo aynasında üstsüz bir şekilde fotoğraflayan Lee daha sonra bu resmi internet sitesi Craigslist aracılığıyla iletişime geçtiği iddia edilen bir kadına yollamıştı.
Havlular ilk önce duyularımıza hitap ediyor. Aslında pembe-mor fonları hafif iç bulandırıcı bile olabilir. Üstüne üstlük birçok sayıdaki kedi yavrusu, Blackberry’nin aşk temasındaki ikonlar, göz kamaştırıcı objeler ve benzeri kitsch unsurlar ortalama bir yetişkinin çağrıştıracağı görsel referanslarla pek de ilgili değildir. Ve doğrusunu söylemek gerekirse ben gereğinden fazla kendinden haberdar, endamlı, orta yaşlı adamın yalancı gülüşlü yüzünü duştan yeni çıktığımda vücuduma sürmek fikrini oldukça itici buluyorum.
Tabii bu havluların asıl hedef kitlesi olan ıslak saçlı, Tumblr kuşağının genç kızları; mahrem bir mekân sayılabilecek banyolarında kendi fotoğraflarını çeken bu kızlar da koleksiyonun bir parçasıdır. Fakat o zaman havlulara sarılı bu kızlar ile bu adam arasındaki ilişki nedir? Koleksiyonun parçası olan, onun da kendi banyosunda çektiği bir fotoğrafı, kendisini kontrollü bir şekilde temsil ettiği kamusal imajına oldukça zıt. Fotoğrafta çizgili deseni eğri büğrü bir havlu ve ‘karizma’ yazan bir hashtagle (#)resmedilen adamın adeta popülerliğinin altı çizilmektedir. Bu hashtagi madalyon olarak takan kızlar, hayranları mı yoksa sevgilileri midir? Belki de Pınar&Viola’nın ‘Scandal Aqua’ hakkında dedikleri gibi, ”şüpheli ahlaki değerler ergenlerin hayallerini süsler.”[vi]
Buna rağmen pembe-mor havlular durmadan dikkatimi çekerek beni hipnotize ediyorlar. Bende merak uyandırıyorlar. Farklı anlamlarından dolayı birlikte kullanılmasına alışık olmadığım şeyleri birleştirmeleri beni itmek yerine kendine çekiyor. Bu unsur hakkında daha detaylı bir şekilde düşünmek istiyorum. Havlular, Justin Bieber yerine daha önce de bahsetmiş olduğum karaktere ev sahipliği yapıyorlar. Bu karakterin kurgulanmış bir siyasetçi olduğunu düşünmek bu noktada yanlış olmaz. Havluya daha yakından baktığımızda görüyoruz ki kendisi bir alyans takıyor. Bu politikacı beş havluda dikkatlice tasarlanmış beş farklı kurguya yerleştirilmiştir. Pınar&Viola bu kurguda İngilizce’de çift anlam taşıyan ‘affair’ kelimesinin anlamlarıyla oynamaktadır. Bu kelime hem siyasi ilişki hem de cinsel ilişki bağlamında kullanılmaktadır. Buradan hareketle havlularının isimileri: İç İşler (Domestic Affairs), Dış İşler (Global Affairs), Sürdürülebilirlik (Sustainable Affairs), Uluslararası (International Affairs) ve Kentsel Meseleler (Urban Affairs). Bu parodide, normalde hiçbir anlam taşımayan sembol, ikon, araç ve dekoratif objeler bütünlüğü olan, sembolik bir anlam kazanarak bir anlatımı, hatta bir skandalı telkin etmektedir. İç İşler havlusunu detaylı bir şekilde inceleyelim isterseniz.
Bu havlu, Anthony Weiner’ın skandala yol açan cinsel içerikli cep telefonu mesajlarından esinlenmiştir. ABD’de Kongre Üyesi olan Weiner, uygunsuz otoportrelerini Twitter üzerinden paylaşmasının yanı sıra kedi yavrularıyla oynadığı bir resme manalı bir not düşmüştür: ‘ben kedi yavrularıyla oynarken’. Weiner’ın resminin fonunda ABD başkanının ailesinin resmi netçe görülebilmektedir. Yakından incelendiğinde tatlı kedi yavruları, boş fotoğraf çerçeveleri (mutlu aile yaşamının boşluğuyla ilgili retoriğe atıfta bulunulmakta), bir webcam ve İç İşler havlusundaki anasayfa ikonunun (‘home’ button) birleşimi aslında oldukça garip bir şekilde bir araya getirildiklerinde yeni bir anlam taşımaktadır. Ana sayfa ikonu, şifre ikonu, kilit ve anahtar, bir PC ve webcam’in havludaki birleşimi bir ihtar niteliğinde görülebilir. Aynı zamanda mahremiyet ve dinlenme ihtiyaçlarımızı giderdiğimiz evimizin aslında o kadar da korunaklı olmadığını düşünebiliriz. PC ve webcam dünyaya bir pencere açarken aynı zamanda dünyanın içeri girmesine izin vermektedir. İç İşler havlusunda perdelerin açık ve dışarıdaki havanın oldukça puslu olması da tesadüf değildir.
İç İşler, Pınar&Viola’nın gündeliğe olan tutkusunun ve güncel dijital halk sanatı olarak adlandırdıkları olgunun bir örneği olmakla birlikte 2013 Koleksiyonu’na ilham veren haberleri işgal eden siyasi seks skandallarını da temsil etmektedir. Havluların çoğu bu skandallardan etkilenerek tasarlanmasına rağmen sadece bu spesifik örnekleri betimlememektedir. ‘Abur cubur’ ana maddelerden leziz bir mutfak yaratan Pınar&Viola, siyaset, medya, manipülasyon ve dikkat dağıtıcı stratejilerden bahsederek aslında basının bize ne verdiği üzerine düşünmemizi sağlıyorlar. Sorumluluk sahibi, iradeli bireyler olmamızı sağlayan fikir ve kararlar için gereksinim duyduğumuz bilgi yerine seks skandallarıyla mı oyalanıyoruz? Ve eğer durum gerçekten böyleyse, istediğimiz bu mu? Aslında, alternatif olarak, siyasi ve diğer güçlü figürlerin seks skandalları ortaya çıktığında bu meseleyi güç ilişkileri, cinsiyet rolleri ve sınıf farkları hakkında araştırma yapmamızı tetikleyecek bir unsur olarak görmemiz gerekmiyor mu? Veya, basın konuya dahil olduğunda sosyal medyanın ergenlerin kendilerini ifade etme tarzlarında nasıl bir değişikliğe yol açtığını konuşmamız gerekmez mi? Veya, basının kamusal alana nüfuzu ve insanların mahremiyle ilişkisi üzerine düşünmemeli miyiz?
‘Scandal Aqua’ Pınar&Viola’nın diğer iki koleksiyonunda olduğu gibi, grafik tasarımın sınırlarını zorlamaktadır. Bu koleksiyonun bağımsız karakteri, zengin ikonografyası ve politik mesajı medyalaştırma ve tapınma hakkında oldukça siyasi bir mesaj taşımaktadır.
İkilinin estetik dilinin temelinde radikal bir çalışma yöntemi oluşturan felsefi bir yaklaşım yatıyor. Tasarımların inanılmaz detaylı ve yoğunca piksellenmiş olmaları dokunulası bir yüzey ortaya çıkarmaktadır. Pınar&Viola’nın ‘Ecstatic Surface’ tasarımları ‘elle üretilmiş’ orijinalliğe yer vermeyen tasarımın standartlaşması ve buna bağlı olarak demokratikleşmesine karşı çıkmaktadır, çünkü tasarımları dijital bir zanaatkârlığa işaret ederken domestik ve feminen emeğe atfedilen ve zaman alan iş süreçlerinde üretilir.
İlginç olan Pınar&Viola’nın çok yoğun yüzeyleri yaratma stratejisi ironi ve aşk arasındaki dengeyi kurmakla birlikte eleştirel olarak mantıksız arzu ve ihtiyaçları da kabul etmeleridir. Süslemeye olan ihtiyacımız Pınar&Viola’nın pratiklerinde öznenin içsel özelliklerini ortaya çıkardıkları bir araç olur. İçerik ve şekil, yüzey ve derinlik arasındaki farkı görmek imkânsızlaşırken Pınar&Viola’nın da belirttiği gibi ”dekorasyon öznenin içsel ve tanımsal özelliklerinin ortaya çıkmasında bir araçtır. Dekorasyon aynı anda konunun materyali ve stil unsuru olarak var olduğundan işlevseldir ve pratiğimizin bağımsız bir parçasıdır.”
Pınar&Viola’nın yoğunca desenlendirilmiş yüzeyleri, klasik sanat tarihindeki bir mekânın ya da sanat işinin bütün yüzeyini doldurma anlamına gelen ‘horror vacui’ terimi (Latince ‘boş mekân korkusu’) akla getiriyor. İlk akla gelen fikir boş mekânların doğal olmadığıdır. Dolayısıyla, doğanın ve fiziğin kurallarına aykırı olduğuna inanılarak boş mekânların doldurulması gerektiğidir. Pınar&Viola ‘horror vacui’ fikrini alarak absürdleştirmektedir. Görsel doygunluğa ulaşmış çevremizde daha da yüksek sesli olmak gibi imkânsız olduğunu düşündüğüm bir şeyi başarmaktadırlar. Bu zengin ve eğitimli tüketici için üretilmiş ‘horror vacui’ Pınar&Viola’nın etrafımızdaki bilgi bombardımanına bir tepkisi olarak okunabilir. Belki de ‘dekore etme’ arzumuz boş mekân korkusundan değil de ‘boşluğa adapte olma, onu fethetme ve varlığını gösterme isteğinden kaynaklanmaktadır[vii] ki bu da tam Pınar&Viola’nın yaptığıdır. Ayrıca zengin görselliği ve ‘horror vacui’ stratejisi ile sadece beyaz, ‘doldurulmamış’ mekânı değil boş mekânı şiirsel anlamda da fethetmektedirler: boş (siyasi) retorik, yüzeysel gazetecilik, ve fazlalığından dolayı anlamsızlaşan bilgi.
Hilde de Bruijn
[i] Bütün Pınar&Viola referansları Haziran-Ağustos arasındaki e-mail ve Skype konuşmalarını esas alır.
[ii] Bakınız i
[iii] Bir mikroblog platformu olan Tumblr bir sosyal paylaşım websitesdiri. Kullanıcılarının kısa girdilerini multimedia ve başka şekillerde eklemesini sağlayan servise ‘tumblelog’ denir. Özellikle ergenler ve üniversite öğrencileri arasında popüler olan platformun kullanıcılarının yarısı 25 yaş altındadır.
[iv] Blingee kullanan anime resimler sanal ortamdaki bir fotoğraf editörünü kullanarak ‘ünlülerden anime, emo, gotik, vintage ve daha bir sürü!’ seçenek önermektedir.
[v] Genellikle cep telefonları arasında gidip gelen cinsel içerikli mesajlar
[vi] Bakınız i.
[vii] Asger Jorn’un ‘Agains Functionaslim’ yazısında belirttiği gibi, Uluslarası Endüstriyel Tasarım Kongresi’nde konuşma. (10. Endüstriyel Sanat Trienal, Milan), 1954. Metne online olarak şu linkten ulaşılabilir: http://www.bopsecrets.org/SI/asger-jorn/functionalism.htm
Davetiye için:
Proje videosu için: https://vimeo.com/48437140