Resimler, Ekslibrisler
22 Ocak – 16 Şubat 2013
Hasip Pektaş
Galeri Işık
Hasip Pektaş – “Resimler, Ekslibrisler” 500 yıl önce kitapların sahibini belirtmek için kullanılan ve üzerinde dikkat çekici resimlerin olduğu “ekslibris”lerin Türkiye’de tanınması ve yaygınlaşması için yoğun çaba harcayan Işık Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Sanatlar – Grafik Tasarım Bölümü ve İstanbul Ekslibris Derneği Başkanı Hasip Pektaş’ın “Resimler, Ekslibrisler” adlı sergisi 22 Ocak – 16 Şubat 2013 tarihleri arasında Galeri Işık’ta sanatseverlerle buluşuyor.
Hasip Pektaş, resim çalışmalarında yaşanmışlıkları, ilgili görsel ögelerle bir araya getirerek, özellikle de kendi imgelemindeki nesneleri kurgularına ekleyerek yeni yaşam kayıtlarına dönüştürmek, yaşam zenginliğini, katmanlarını bir belleğe dönüştürmekle ilgili sorunlar üzerinde çaba sarfediyor.
Hasip Pektaş, 1996’da “Ekslibris” hakkında bir kitap yazmış, yirmi üç kişisel sergi açmış, yurt içi ve yurt dışı çeşitli yarışma ve karma sergilere katılmış, 2003 ve 2007’de 1. ve 2. Uluslararası Ekslibris Yarışmalarını, 2008’de 1. Uluslararası Baskıresim Bienali’ni, 2010’da 33. FISAE Uluslararası Ekslibris Kongresi’ni ve Uluslararası Ekslibris Yarışması’nı organize etmiştir. İstanbul Ekslibris Derneği ve 17 bin ekslibrisin ziyaretçisini beklediği İstanbul Ekslibris Müzesi onun sayesinde hayata geçmiştir.
“Ekslibris” ve “Baskıresim” çalışmaları yanı sıra Fotoğraf alanında da başarı gösteren sanatçı, orta dereceli okullardan başlayarak yüksek okullara ve üniversitelere varasıya farklı düzeyde ve farklı kentlerde, pek çok eğitim kurumunda dersler vermiş ve geleceğin tasarımcılarını yetiştirmek için büyük çabalar sarf etmiştir.
Farklı alanlarda ürettiği çalışmaları ile pek çok ödüle layık bulunan Hasip Pektaş’ın bu son sergisi retrospektif bir izlenim yaratmakta ve sanatçıyı daha iyi tanımamızı olanaklı kılmaktadır.
Ödüller: 2009 Yaroslavl Uluslararası Ekslibris Yarışması, “İkincilik Ödülü” (Rusya)
2008 XXXII. Uluslararası Ekslibris Bienali “Mansiyon” (Pekin – Çin)
2006 IV. Uluslararası Grafik Bienali, “Mansiyon” (Francavilla al Mare – İtalya)
1996 III. İtalya-Türkiye Ekslibris Bienali, “Birincilik Ödülü” (Ortona – İtalya)
1989 AFSAD 7. Ulusal Fotograf Yarışması, “Kültür Bakanlığı Özel Ödülü”
1988 Fotograf Dernekleri 1. Ulusal Yarışması, Saydam “Başarı Ödülü”
1974 Ressam Şeref Akdik Resim Yarışması, Baskıresim “Özel Ödülü”
Adres: Galeri Işık Teşvikiye Cad. No:152 Nişantaşı Şişli İstanbul
Sergi Katalog Yazısı
SANATTA BüTÜNLÜK
Sıtkı M. ERİNÇ*
Özellikle günümüz anlayışına ve kuramlarına göre sanat bir bütündür. Neresinden bakarsan bak, yeter ki bakmasını bil, bunu görmek olasıdır.
Sadece plastik sanatlar arasında, söz gelimi resim, heykel, seramik, özgün baskı arasında ayrıştırılamaz bir çakışma, gün geçtikçe daha yaygınlaşmakta, daha benimsenmektedir. Bunun yanı sıra, yazın sanatı ile müzik arasında, diğer sanat alanları ile bunlar arasında da girift bir ilişki olduğu görülebilmektedir.
Eskiden olduğu gibi bugün de bir enstrüman çalan, ya da şiir yazan ressamlara, hem öykü yazan, hem de heykel yapan sanatçılara ve sanatın her türünü etkin bir şekilde değerlendirebilen eleştirmenlere rastlamak olanaklıdır.
Fakat sanatın bütünlüğü tanımlamasından başka bir anlam da çıkartılabilir ve bu metnin vurgulamak istediği de budur.
Her hangi bir sanat alanı içinde, gerek konu bakımından, gerek teknik açıdan, gerek araç ve gereç yönünden ve gerekse o alan içinde ki etkinlikler itibariyle sanatı ayrıştırılamaz bir bütün olarak algılamak ve ele almak gerekir diye düşünüyorum.
Bu yaklaşımı resim sanatı baz alınarak kanıtlamak istersek hemen belirtmek isterim ki, günümüzde, ne suluboya ressamları – yağlıboya ressamları diye kesin bir ayrım vardır, ne de peyzaj ressamları – portre ressamları diye… Bugün resimle uğraşan tüm sanatçılar özgün baskı yapmak için atölye aramaktadır.
Karışık teknik, dijital çalışma, özgün boya her sanatçının sıradan kullanım araçları olmuştur adeta.
Yarışlar düzenleme, jüriler oluşturma, dernekler kurma ve bu tür etkinlikleri yönetme, resmi ve özel kurumlarda, atölyelerde resim dersleri verme, hatta galeriler açma sanatçıların rutin çalışmaları haline gelmiştir.
İkinci anlamıyla sanatta bütünlüğün bence en dikkati çeken örneğini, yıllardır çalışmalarını hem büyük takdirle, hem de büyük bir hayranlıkla izlediğim Sayın Hasip Pektaş’tan verebiliriz diye düşünüyorum.
Hasip Pektaş ismini ekslibris alanındaki çalışmalarla duyurmuştur. Bu duyuru önce ülkemizde başlamış sonra da ülkelerarası bir şöhret olmuştur. Yaptığı ekslibrisler gerçek bir minyatür resimdir ve pek çok sanatçıya ve öğrenciye esin kaynağı yaratmıştır. Bu tür çalışmalarının ardından Pektaş, ekslibris dernekleri kurmuş, bu dernek aracılığı ile sayısız sergiler düzenlemiş, yarışmalar gerçekleştirmiştir. Yarışmalarda jüri üyelikleri yapmıştır. Ulusal boyuttan uluslararası boyuta geçen bu etkinlikler sadece bu sanatın yaygınlaşmasına değil aynı zamanda hem en genel anlamıyla Türk sanatlarının, hem de Türkiye’nin son derece olumlu bir şekilde tanıtılmasını da sağlamıştır.
Sergiler için çıkarttığı çok dildeki kataloglar ansiklopedik bilgi açısından da çok önemlidir. Ayrıca kendi yazdığı kitap bu alanda ülkemizde bir ilke damgasını vurmuştur.
Sayın Pektaş’ın yurtiçinde ve yurtdışında düzenlediği, ya da katıldığı sayısız seminerler ve workshoplar da bu sanatın hem tanıtılmasına, hem de daha iyi yapılmasına büyük katkılar sağlamıştır.
Sanatçı ekslibrislerinde hemen hemen tüm teknikleri kullanmıştır diyebilirim: Linolyum, serigrafi, gravür ve CGD bunlara örnek olarak gösterilebilir. Ama kendi adıma belirtmeliyim ki sanatta duygusallık beni çok etkiler ve Sanatçının en duygusal ekslibrisleri de gravür tekniği ile gerçekleştirdiği çalışmalarıdır.
Hasip Pektaş, ekslibris alanındaki bu yorulmak bilmez çalışmaları yanı sıra Baskıresmi de hiç ihmal etmemiş ve sürekli üretime bu sanatta da ara vermeksizin devam edegelmiştir.
Ağaç baskı, linolyum, akrilik, dijital, karışık teknik gibi birbirinden çok farklı yöntemlerle ki bunların her biri ayrı beceriyi de gerekli kılmaktadır, sürekli resim üretmiştir.
50 cm ile 135 cm arasında değişen boyuttaki bu çalışmalarında özellikle 1987 yılında yaptığı, “Kandırmayın Çocuğu” adlı linolyum Baskıresim kanımca ulusal bir espriyi, uluslar arası bir teknikle son derece başarılı bir şekilde dile getirebilmiştir.
Tarihi süreç içinde baktığımızda Hasip Pektaş, Baskıresmin en klasik tekniğinden en çağdaş tekniğine kadar hemen hemen tümünü büyük bir başarıyla uygulayabilmiştir denebilir. Bu açıdan da sanatçıyı ayrıca kutlamak gerekir diye düşünüyorum.
Ekslibris ve Baskıresim çalışmaları yanı sıra Fotoğrafçılık alanında da ödüller alabilecek derecede başarı gösteren Sanatçı, orta dereceli okullardan başlayarak yüksek okullara ve üniversitelere varasıya farklı düzeyde ve farklı kentlerde, pek çok eğitim kurumunda dersler vermiş ve geleceğin sanatçılarını yetiştirmek için büyük çabalar sarf etmiştir.
Tüm bu etkinliklerinin yanı sıra idari görevleri de üstlenen Hasip Pektaş, Bölüm Başkanlığı, Dekan Yardımcılığı ve Dekanlık gibi son derece sorumluluk gerektiren görevleri de başarı ile yapmıştır, yapmaktadır.
Hacettepe Üniversitesi Sanat Müzesi’nin Kurucu Müdürü, İstanbul Ekslibris Müzesi Kurucu Müdürü görevlerinde de ismini duyuran Sanatçının bence vurgulanması gereken bir diğer özelliği de tüm bu sorumlulukların üstesinden güler yüzle ve sabırla gelebilmiş olmasıdır.
Farklı alanlarda ürettiği sanat eserleri nedeni ile pek çok ödüle layık bulunan Hasip Pektaş’ın bu son sergisi retrospektif bir izlenim yaratmakta ve sanatçıyı daha iyi tanımamızı olanaklı kılmaktadır.
Genç yaşta elde ettiği bu başarıların devamından emin olarak kendisini her alandaki çabaları için bir kez daha kutlamak isterim.
Farklı alanlarda ürettiği sanat eserleri nedeni ile pek çok ödüle layık bulunan Hasip Pektaş’ın bu son sergisi retrospektif bir izlenim yaratmakta ve sanatçıyı daha iyi tanımamızı olanaklı kılmaktadır.
Genç yaşta elde ettiği bu başarıların devamından emin olarak kendisini her alandaki çabaları için bir kez daha kutlamak isterim.
*Prof. Dr., Doğuş Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi öğretim üyesi
***************
Ekslibris nedir?
Sözcük olarak “…’nın kitaplığından, …’nın kütüphanesine ait” anlamına gelen Ekslibris/Exlibris (Bookplate): kitapların kaybolmasını önlemek ve sahibini belirtmek için kitapların kapaklarının iç kısmına bir mülkiyet işareti koyma fikrinden ortaya çıkmıştır. Kitapseverlerin kitaplarının iç kapağına yapıştırdıkları, üzerinde adlarının ve değişik konularda resimlerin yer aldığı küçük boyutlu bu baskı resimler/bu grafik çalışmalar kitapla sahibi arasındaki bir bağdır.
Bir ihtiyaç grafiği olarak doğmasına karşın, estetik kaygılarla yapılan özgün yapıtlar olan Ekslibris önemli bir iletişim aracıdır. Uzun bir geçmişe sahip bu sanat dalı, aynı zamanda yapıldığı dönemin kültürel özellikleri günümüze taşır. Sanatçı, tasarımcı, sanatsever ve koleksiyoncu arasında bir köprü görevini yerine getirir.
Her kitap için özel olarak üretilen çizimler, zamanla kitaba özgü bir işaret olmaktan çıkıp, özgün bir grafik çalışma olarak bağımsızlaşmıştır. Ekslibris’ler günümüzde işlevleri kaybolmuş olsa da taşıdığı sanatsal ve nostaljik değerle bir sanat dalına dönüşmüş ve gözde koleksiyon objeleri arasında yer almaktadır Bugüne kadar yapılmış yaklaşık 3.000.000’un üzerinde ekslibrisin, 2.000’den fazla da ekslibris koleksiyonun olduğu tahmin edilmektedir.
Türkiye’de, Avrupa ülkelerinde yaygın olarak kullanılan ekslibrislerin yer aldığı kitapların, ikinci el satışlarla ülkemize gelmesiyle tanınmaya başlayan ekslibris 2000’li yıllardan bu yana ülkemizde, özellikle güzel sanatlar eğitimi veren kurumlarda baskıresim ve grafik tasarım öğretim görevlilerinin özendirmeleriyle, ekslibris yapan gençler yetişmeye başlamıştır.