LEGENDS OF JAZZ
Sussanne Schapowalow
18 Temmuz – 31 Ağustos 2012
ART350
Almanya’nın en ünlü caz fotoğrafçısı Susanne Schapowalow, bizi notaların ardındaki müzikle buluşturuyor.
Rock’n Roll’ün caz olarak bilindiği zamanlarda, dünya siyah ve beyaz olarak ikiye ayrılmıştı. Schapowalow da savaşın devam ettiği yıllarda, radyodan yükselen davul seslerini bastırmak için yastık kullanıyordu.
Bu yıl 90. yaşını kutlayan Susanne Schapowalow o günleri şöyle hatırlıyor; “Aslında, kazanan her zaman merak ve mutluluk olmalıydı. O zamanlar caz, benim için önemli bir denge unsuruydu.” Sözünü ettiği “denge unsuru” Louis Armstrong’un şarkılarında geçen deyişlere benziyor. Ancak bu mütevazı genç hanım, “Scat and Potato Head” dinlemenin okuldan uzaklaştırılmak veya tutuklanmak anlamına geldiğini unutuyor. Çünkü o zamanlardan günümüze, dramatik sayılabilecek derecede önemli bir değişim yaşandı; caz müzik gece kulüplerinden konser salonlarına taşınarak toplumun sabit bir parçası olmayı başardı.
Caz fotoğrafları, o zamanlarda gerçekleşen hareketin ruhunu karakteristik bir biçimde yansıtıyor. Savaşın geride bıraktıkları henüz tam anlamıyla temizlenmemişken, binlerce insan yeni bir kültür ve eğlence şekli olarak benimsedikleri caz konserlerine akın ediyordu.
Müzikseverler arasında derinin renginin bir önemi yoktu. 1949 yılının Ocak ayında, Hamburg’daki bir konser salonunda beş gece üst üste konser veren Bill Colemann’ın caz grubunun biletleri adeta yok satmıştı. Yaklaşık 2000 kişilik izleyici kitlesi büyülenmiş gibiydi. Bu kültürel deprem, akşam postasının müzik yazarını da şaşkına çevirdi. Öyle ki övgü ve etkilenme arasında gidip gelen cümlelerde ne kullanılan müzik aletlerinden ne de yorumculardan bahsetmek aklına bile gelmedi.
Öte yandan Susanne Schapowalow bu duruma hiç de şaşırmış görünmüyordu. Bilakis azimliydi ve çağın en etkili caz fotoğrafçısı olma yolunda ilerlemeye başladı. Zevki, eğlenceyi, konsantrasyonu, yorgunluğu, hüznü ve yakınlık hissini, açıklaması çok da kolay olmayan bir şekilde fotoğraflara yansıtmayı başardı ve tüm bunlar, müzisyenlerle arasındaki bağı daha da güçlendirdi.
Rivayete göre Schapowalow, sadece gözlerini değil kulaklarını da ödünç verir izleyiciye. Aralarında Miles Davis, Billie Holiday, Ella Fitzgerald gibi birçok ünlü müzisyenin bulunduğu fotoğraflarda, sanatçıların kişiliklerine, takıntılarına, hassasiyetlerine, muzip ve ciddi hallerine tanıklık ederiz. Schapowalow’un fotoğraflarında görünen; müzisyenin iş hayatının normal seyriyle, ışıltılı ancak bir o kadar da zor bir iş yaptığı gerçeğinin harmanlanmasıyla oluşan özel bir karışımdır.
Merak, Susanne Schapowalow’un fotoğraflarında değişmeyen tek değer olma özelliğini her daim korumuştur. “Bir fotoğrafçı olarak, bir anlığına açılan kapıların ardına geçmem gerekiyordu.” diyor 1950’lerin sonunu hatırlarken.
Bugün Michael Jackson’ın prodüktörü olarak tanınan Quincy Jones; o günlerde kurduğu, Nat King Cole’un da şarkı söylediği müzik grubuna, dört haftalık Avrupa turnesinde eşlik etmesini teklif ettiğinde, Schapowalow düşünmeden kabul etti. İsveç’ten İtalya’ya uzanan biletsiz yolculuk, Schapowalow’un hayatını tam anlamıyla bir maceraya çevirdi. Geçmişte bilet kontrolü konusunda oldukça sıkı uygulamalar olmasına rağmen, seyahat eden kalabalık bir grup için sorun olmayacağını düşünüyorlardı. Ancak durum pek de umdukları gibi değildi, o günleri hatırlayan Schapowalow “Çok geçmeden, bazı noktalarda çok sıkı çalışan bilet kontrolörleri olduğu haberini aldık.” diyerek durumun vehametinden bahsediyor. O halde ne yapacaklardı? Hızlı gelişen karar verme sürecinin sonunda, “küçük kadın”ı bagaja koydular. Görünmemesi için etrafını valizlerle çevrelediler ve bilet kontrolörü geldiğinde olan bitenin farkına bile varmadı.
Quincy Jones’un o zamana kadar çekilmiş en başarılı yakın plan portreleri de o günlere aittir. Hayatı boyunca çalıştığı bütün müzisyenler arasında Duke Ellington ve Quincy Jones’un, Schapowalow’un gönlündeki yeri ise çok özeldir.
Susanne Schapowalow gerek iş gerekse özel hayatında, caz ve klasik müziğin dev isimleriyle hem sahnede hem de kuliste buluşma şansına sahip oldu. Fotoğraflarında caz müziğin olmazsa olmazlarını; tekniği, doğru zamanlamayı, profesyonelliği ve gerilimi bir bütün halinde izleyiciye sundu. Schapowalow, büyük aşkı caz müziğine duyduğu sadakati her daim korudu ve geçmiş döneme ait en özel kareleri bize armağan etti.
ART350Bagdat Cad. No: 350 Erenköy – Istanbul www.art350.com
******************************************************************************************************
Photography is Jazz for the Eye
Legends of Jazz photographed by Susanne Schapowalow
Susanne Schapowalow met the great figures of music on stage or behind the
scenes, at work or off duty. Her pictures give us the feeling that we can hear and feel the things she
caught on film and sense their defining features.
scenes, at work or off duty. Her pictures give us the feeling that we can hear and feel the things she
caught on film and sense their defining features.
Schapowalow succeeds in capturing human qualities – joy, uninhibited fun,
concentration, weariness, a certain sadness, and above all an almost indescribable feeling of trust.It’s a phenomenon we sense everywhere in
her pictures and it bonds her with the musicians.
concentration, weariness, a certain sadness, and above all an almost indescribable feeling of trust.It’s a phenomenon we sense everywhere in
her pictures and it bonds her with the musicians.
Each of her pictures tell stories. When other photographers take truly
excellent pictures, we’re often inclined to say that they’ve captured the music. In Schapowalow’s pictures, we feel we recognize the musicians’
personalities – their quirks, their vulnerability, their humor, their
seriousness.
excellent pictures, we’re often inclined to say that they’ve captured the music. In Schapowalow’s pictures, we feel we recognize the musicians’
personalities – their quirks, their vulnerability, their humor, their
seriousness.
It is the everyday normality of the musicians’ lives that she preserves, the
dichotomy between the glamour and a reality involving lots of hard work.
dichotomy between the glamour and a reality involving lots of hard work.
Christa Frieda Vogel
Artistic Director
Tel.:
+90 216 369 80 50
+90 216 369 80 50
Mobile:
+90 553 246 43 03
+90 553 246 43 03
Anna Laudel Ic ve Dis Ticaret Limited Sti.Bagdat Cad. No: 350Erenköy – Istanbulwww.art350.com